Yüzükler Efendisi Filminin Rohan'lı Güzel Lady'Si Eowyn-Miranda Otto

Gerçek Adı: Miranda Otto
Doğum Yeri: Brisbane, Queensland, Avustralya
Doğum Tarihi: 16.12.1967
Boy : 1.75 m
Onu Ünlü Yapan Ne? : Yüzüklerin Efendisi üçlemesindeki "Eowyn" rolü ile ünlendi.
Ailesi:
Babası: Barry Otto, aktör
Annesi: Lindsay Otto, aktris
Eğitim: Avusturalya Tiyatro Okulu (NIDA)

Avustralya’daki film ve sahne oyunculuğuyla büyük övgü toplayan miranda otto, şu anda atlantik’in iki tarafında da yaptığı işleri tamamladı. Başarılı polonyalı yönetmen agnieszka holland’ın yönettiği, çekimleri kanada ve polonya’da gerçekleştirilen julie walking home adlı filmde başrol oynadı. Bu filmin galası 2002 venedik ve toronto festivallerinde yapıldı. Ayrıca, yönetmenliğini sandro dionisio’nun yaptığı, italya’da çekilen the three legged fox ve goran visnjic’le beraber rol aldığı, ingiltere’de çekilen doctor sleep adlı filmlerde de rol aldı.

Otto, yeniden bir araya geldiği rhys ıfans’la beraber oynadığı, avustralya romantik komedisi, danny and the deckchair’i de tamamladı. Daha önce ıfans’la kameraların karşısına, tim robbins ve patricia arquette’in de rol aldığı, charlie kaufman’ın being john malkovich’ten beri ilk filmi olan, human nature ile geçmişti. Michel gondry’nin yönettiği bu kara komedi, hem 2001 cannes film festivali’nde hem de 2002 sundance film festival’inde gösterildi ve nisan 2002’de de sinema salonlarında izleyicilerle buluştu. Son olarak brad mcgann’in yönettiği ın my father's den filminde penny rolünü canlandırdı.

Otto, bu ilkbahar, sydney theatre company’nin sahnelediği, henrik ıbsen klasiği, “a doll’s house”ta oynadığı nora helmer rolü için beğeni dolu eleştiriler aldı.

Avustralya’nın mel gibson, judy davis ve cate blanchett gibi ünlü oyuncular yetiştiren prestijli tiyatro eğitimi okulu nıda mezunu olan otto, ın the winter dark, the well, daydream believer, ve the last days of chez nous adlı filmlerindeki çalışmaları nedeniyle, australian film ınstitute ödülüne aday gösterilerek onurlandırıldı. Ayrıca last days of chez nous ve cannes film festivali’nde “camera d'or” ödülü kazanan love serenade filmlerindeki oyunculuğu için australian film critics circle ödülü’ne aday gösterildi. Otto’nun daha önce rol aldığı diğer filmler arasında harrison ford ve michelle pfeiffer ile birlikte oynadığı, robert zemekis filmi what lies beneath’i, terence malick'in the thin red line’ını; kin; dead letter office; doing time for patsy cline; true love and chaos gibi filmleri ve hbo için john cusack ile oynadığı, jack bull’u sayabiliriz.

Sinema tarihinin en büyük bütçeli yapımlarında, en ünlü yıldızlarla oynuyor ama yıldız mertebesini hiç de çekici bulmuyor. Bu hafta gösterime giren Spielberg'in ilk "kötü uzaylılar" filmi "War Of The Worlds/Dünyalar Savaşı"nda Tom Cruise'un karakterinin çocuklarının annesi, ayrıldığı eşini canlandıran Miranda Otto'nun gözü hiç de yukarılarda değil. Ona adını veren Shakespeare'in "Fırtına" oyunundaki Prospero'nun kızı naif, nazik ve biraz pasif Miranda karakterine benziyor gerçekten. Küçük filmlerde oynayan küçük bir oyuncu olarak kalmak istiyor. Dört kez Avustralya Film Enstitüsü'nün en iyi kadın oyuncu ödülüne aday oldu ama ödül almaktan da hiç hoşlanmıyor: "Bunu söylemek çok kötü biliyorum ama umarım bu yıl hiçbir ödüle aday gösterilmem. Ödüller Azrail'in öpücüğü gibidir."
Şeffaf tenli kızıl Avustralyalı, memleketlisi Nicole Kidman'ın yolundan yürümeye hiç de niyetli değil. Ne "Yüzüklerin Efendisi" ne de Spielberg ve Tom Cruise'la bu yılın en çok beklenen yapımlarından biri olan "Dünyalar Savaşı" fikrini değiştirebilmiş. Ona kalsa, Ibsen'in "Bebek Evi" oyununda sahneyi paylaşırken tanıştığı eşi Peter O'Brien ve Nisan ayında dünyaya gelen bebeğiyle evinde oturacak, arada bir bağımsız Avustralya yapımlarında rol kesecek. Bu saatten sonra nasıl olacaksa... Hollywood onu çoktan kaptı bile ve kolay kolay bırakacak gibi görünmüyor.

Aile mesleği
Miranda Otto, 1967'in Aralık ayında Brisbane, Avustralya'da dünyaya geldi. Babası ünlü Avustralyalı aktör Barry Otto. Annesi Lindsay de oyuncu ama Miranda doğduktan sonra oyunculuğu bırakıp giysi tasarımları yapmaya başlamış. Otto'nun ilk aşkı bale. Dans uğruna 25 yaşına kadar saçını kesmemiş. Sonra tıp okumayı düşünmüş bir ara, ama damarlarında akan oyunculuk kanı ağır basmış. Bazen şans, bazen de dezavantaj yaratacak bir durumu var; yaşından çok genç gösteriyor. Öyle ki, 17 yaşındayken 12 yaş rollerinde oynuyordu. İlk sinema filmi "Emma's War/Emma'nın Savaşı"nda (1986) 14 yaşındaki Emma'yı canlandırırken de 19 yaşındaydı. "Genç kızlığımda diğer yaşıtlarımın yaptıkları şeyleri yapmadım" diyor, "Saçımı boyamadım, makyaj yapmadım, kulaklarımı bile deldirmedim." Otto 1990'da Mel Gibson gibi meşhur Avustralyalı oyuncuları yetiştiren Sidney'deki "National Institute of Dramatic Arts"tan mezun olduğunda, cebinde televizyon dizi ve filmlerinde küçük roller ve "13th Floor/13. Kat", "The Girl Who Came Late/Geç Kalan Kız" gibi küçük ama başarılı bağımsız filmler vardı. Hollywood ve küresel sinema izleyicisi onu 1990'ların sonunda "The Thin Red Line/İnce Kırmızı Hat" ve "What Lies Beneath/Gizli Gerçek"le keşfetti. Otto sonra, oynamayı çok istediği "John Malkovich Olmak" filmindeki rolü Cameron Diaz'a kaptırdı ama filmin yönetmeni Charlie Kaufman onu unutmayıp sonraki başarılı komedisi "Human Nature/İçgüdü"de oynattı.


Rohan Prensesi
Tabii Otto'yu gerçek anlamda küresel olarak meşhur eden rolü "Yüzüklerin Efendisi"ndeki "Eowyn". Otto "Yüzükler"in seçmelerine Avustralya'da katılmış ve başına geleceklerden pek haberi yokmuş. İşte sektörle ne kadar ilgili olduğunun kanıtı: "Ne senaryo yazarıyla ne de yönetmenle tanışmıştım. Tolkien'in romanını okumak için birkaç günüm vardı ve bitiremedim bile. Yeni Zelanda'da çekileceği ve bir Peter Jackson filmi olduğu için küçük, basit bir film olur sanmıştım". Rohan Prensesi Eowyn, Tolkien'in romanındaki gerçekten ayrıntılı çizilmiş tek kadın karakter. Otto, Eowyn karakterine hazırlanmak için altı ay boyunca at binmeyi ve kılıç kuşanmayı öğrenmiş; son bölümdeki müthiş kılıçlı sahnelerini hatırlarsınız. "Eowyn idealist bir savaşçı" diyor, "Öyle 'uyuyan güzel' gibi romantik biri kesinlikle değil, kendisi kalmak için, inandıklarından vazgeçmemek için savaş veren bir kadın. Ayrıca Yüzüklerin Efendisi'ndeki tek insan kahraman."
Miranda Otto gelecekte kendisini ne gibi projelerin beklediğini bilmiyor, ama uzun zaman Rohan Prensesi olarak anılacağı kesin. "Güzel bir kariyerim var" diyor, "Özel hayatımdan fazla ödün vermeden mesleğimi sürdürebiliyorum. Bazı oyuncuların kariyerleri için yaptıkları fedakârlıkları görünce kendimi şanslı sayıyorum. Çok gözönünde olmadığım için istediğim gibi davranabiliyorum, küçük bütçeli bağımsız filmlerde oynamak gibi. Tabii yıldız olmak isteseydim bu durumum benim için iyi olmazdı ama ben yıldız olmakla ilgilenmiyorum. Hayatı ve yaptıklarımızı, niye yaptığımızı sorgulayan insanlarla çalışmayı seviyorum."
Böyle diyor ama filmografisinde tüm zamanların en büyük iki yapımı "Yüzüklerin Efendisi" ve "Dünyalar Savaşı" olan bir oyuncu için artık geri dönüş var mıdır? Galiba Miranda Otto kendine rağmen yıldız olmuş durumda.

Meraklısına...

-Miranda prestijli Avusturalya Tiyatro Okulu NIDA'dan mezun oldu.(Mel Gibson, Judy Davis gibi ünlü aktörlerde bu okuldan mezun oldu)
-Tibbi kariyerini oyunculuk için yarıda bıraktı.
-Yüzüklerin Efendisi filmindeki Eowyn rölü için 6 ay kılıç kulanmayı ve ata binmeyi öğrendi.
-Bale dersleri aldı
-Miranda ismini, William Shakespeare'in "The Tempest" adlı eserinden aldı.
-Bir ropörtajında şöyle demişti: "Açıkça konuşmak gerekirse çocukluğumda hiç güneşlenmeye gitmedim, bale dersleri alıyordum ve öğretmenler güneşlenmeye gidenlerden hiç hoşlanmıyorlardı, ben de gitmedim."
-Miranda doğduktan sonra annesi Lindsay oyunculuğu bırakmıştı.
-Australian Film Enstitüsü tarafında 4 kez en iyi aktris seçildi
-Miranda Avusturalya'da yaşıyor. Ve İngiltere'ye yerleşme planları yapıyor.

Avustralya sinemasının yeni yıldızı Miranda Otto soyadını Alman asıllı babasından almış. Hollywood'da kaliteli filmlerde rol aldı: “Being John Malkovich”, “Human Nature”, “What Lies Beneath”, “Jack Bull” bunlardan sadece birkaçı.

Güzel Oyuncu İle Yapılan Birkaç Röportaj

Aslında Jinekolog olmak istiyormuşsunuz öyle mi?

- Ailemde çok doktor var. Ben de doktor olmayı istemiştim. Okulda tiyatro klübüne girdim, hocalarımın ısrarıyla Sydney Tiyatro Okulu'na gittim.

Sizin Peter Jackson'a en çok nazı geçen oyuncu olduğunuz biliniyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

- Küçükken eskrim dersleri almıştım. ‘‘The Return of the King’’ senaryosu gelince savaş sahnelerindeki rolümün az olduğunu gördüm. Çekinmeden Peter'a ‘‘Savaş sahnelerinde daha fazla rol almak istiyorum’’ dedim, o da kabul etti.

O sahnelerde giysileriniz çok ağır gibi. Kılıcın da hatırı sayılır. Nasıl yapabildiniz?

- Beyazperdede ağır gözükse de onlar özel yapım. İçinde gayet rahattım.

En beğendiniz sahne hangisi?

- Pelennor savaşında 40 düşmanı öldürdüğüm sahne. Savaş sahneleri kusursuzdu. Kılıcı iyi kullandım, hocamdan aferin alınca moralim yükseldi.

Setten hatıra olarak ne aldınız?

- Kılıcımı tabii! Maalesef bu kılıçla bir figüranı yanlışlıkla yaralamıştım. Üzerinde hala kanı var. Sonra kemerimi ve kolyeyi de aldım.

Tüm Filmleri:

-War of the Worlds (2005)
-In My Father's Den (2004)
-Flight of the Phoenix, The (2004)
-Lord of the Rings: The Return of the King, The (2003)
-Danny Deckchair (2003)
-Lord of the Rings: The Two Towers, The (2002)
-Julie Walking Home (2002)
-Doctor Sleep (2002)
-Volpe a tre zampe, La (2001)
-Human Nature (2001)
-What Lies Beneath (2000)
-Kin (2000)
-Thin Red Line, The (1998)
-In the Winter Dark (1998)
-Dead Letter Office (1998)
-Doing Time for Patsy Cline (1997)
-True Love and Chaos (1997)
-Well, The (1997)
-Love Serenade (1996)
-Sex Is a Four Letter Word (1995)
-Nostradamus Kid, The (1993)
-Last Days of Chez Nous, The (1992)
-Girl Who Came Late, The (1991)
-13th Floor, The (1988)
-Initiation (1987)
-Emma's War (1986)

eeedddd

41 yasnda
maşalLah

50 olcak yakında

size ne kardeşim olgun(
madonna'da 52 olcak

biz buna kısaca moruk diorz